Polikistik Over Sendromu

Polikistik Over Sendromu Nedir? Beslenme Önerileri Nasıl Olmalıdır?

Son zamanlarda kadınlar arasında sıkça duyduğumuz polikistik over sendromu (PKOS), doğurganlık çağındaki her 100 kadından yaklaşık 8'inde görülen en yaygın endokrin bozukluklardan biridir.

PKOS olan kadınların çoğunda genellikle adet düzensizliği, tüylenme, obezite, insülin direnci, yumurtalıklarda çok sayıda kist oluşumuna bağlı olarak gebe kalamama veya sağlıklı kişiye göre daha zor gebe kalma görülebilir. Ayrıca bel çevresinde yağlanma, kilo veriminde zorlanma, basit karbonhidrat tüketimine eğilimin artması ve kan şekeri regülasyonunun bozulması gibi problemler sıkça görülmektedir.

PKOS; Tip 2 diyabet, dislipidemi ve kalp-damar hastalıkları gibi uzun dönem kronik hastalık riskiyle ilişkili olduğundan muhakkak düzenli ve dikkatle takip edilmesi gerekmektedir.

PKOS Tedavisi Nasıl Olmalıdır?

Özellikle yağ oranı yüksek olan bireylerde vücut ağırlığının %5-10 oranında azalması, PKOS tedavisinde ve belirtilerin hafiflemesinde fayda sağlayabilmektedir.

Aşırı kilolu ve hareketsiz olmak yağlanmayı, yağlanma insülin direncini, insülin direnci de PKOS'un şiddetini arttıracağından, tedavide birincil amacımız kilo kaybı sağlamak olmalıdır.

İnsülin direnci PKOS'un şiddetini arttırdığı gibi PKOS'ta insülin direncinin şiddetini arttırarak kısır döngüye sokacağından kilo verimi bu bireylerde sağlıklı bireylere nazaran daha zor olacaktır. Ancak düzenli, disiplinli ve doğru bir beslenme programı ile sağlıklı kilo verimi elbette imkânsız değil. Peki nasıl olmalı diye soracak olursanız şimdi sizlere beslenme hakkında bazı öneriler vermek isterim.

PKOS Beslenme Tedavisi İçin Altın Değerinde Öneriler!

İşlenmiş (basit) karbonhidrat kaynakları (beyaz undan yapılmış kurabiye, kek, makarna, ekmek gibi ürünler, şeker içerikli tahıl gevrekleri ve bütün paketli atıştırmalıklar, gazlı içecekler, hazır meyve suları ve patates, mısır, havuç, bezelye gibi nişastalı besinler) insülin seviyesinin hızlı yükselmesine neden olduğundan beslenme rutininden çıkarılmalıdır.

Bu yüksek glisemik indeksli besinler yerine kan şekeri regülasyonu sağlayacak düşük glisemik indeksli, kompleks karbonhidrat kaynaklarını (tam tahıllar, kurubaklagiller ve lif içeriği yüksek taze meyve ve sebzeler) beslenmeye dahil edilmelidir. Ayrıca bazı çalışmalar düşük karbonhidrat içeren beslenme programlarının da olumlu etkili olduğunu söylemekte ve PKOS tedavisinde önermektedir.

En Önemlisi Protein Kaynakları!

Uzun süre yetersiz protein alımı metabolizmanın yavaşlamasına, vücut kas kütlesinin azalmasına, vücut yağ oranının artmasına hatta çok daha uzun vadede malnutrisyona sebebiyet verebilir. Bu sebeple protein kaynaklarınızı seçerken dikkatli olmakta fayda var.

İlk olarak kaliteli protein kaynağı olan yumurtayı, yağlı olmayan kısımlarını özellikle seçerek kırmızı eti ve beyaz eti, süt ve süt ürünlerini ve bitkisel protein kaynağı olan baklagiller beslenmeye dahil edilmelidir.

Yağ Yemeden Yağ Yakamayız!

PKOS beslenme tedavisinde yukarıda da bahsettiğim gibi yağ kaybını arttırmaya yönelmeli ve beslenmenizde sağlıklı yağ kaynaklarına (ceviz, fındık, badem, kaju, kabuklu yer fıstığı, kabak çekirdeği, zeytin, zeytinyağı, avokado) yer vermeli ve paketli ürünlerde, kızartmalarda, kavrularak yapılmış besinlerde fazlasıyla bulunan doymuş yağın tüketimi en aza indirilmelidir. Sağlıklı kuruyemiş tüketirken ölçülü olmaya ve tercihlerimizi çiğ kuruyemişten yana kullanmak gerektiği ise akıldan çıkarılmamalıdır.

Ayrıca önemli bir protein ve omega-3 kaynağı olan balığın da düzenli tüketimine özen gösterilmelidir.

Yeterli miktarda su tüketilmeli (minimumda kg başına 33 ml), aşırı tüketimi ödem tutulumuna sebep olan siyah çay ve kahve tüketimi sınırlandırılmalı yerine yeşil çay, beyaz çay gibi sağlıklı ve antioksidan bitki çayları beslenmeye dahil edilmelidir. Ayrıca alkol tüketimi yağlanmayı arttıracağından mümkün mertebede tüketilmemelidir veya sınırlandırılmalıdır.

Özellikle kalp sağlığı ve sağlıklı yaşamın olmazsa olmazlarından olan düzenli egzersiz elbette PKOS için de oldukça kıymetlidir. Eğer sedanter yani hareketsiz bir yaşamınız varsa, gün içinde egzersize vakit ayıramıyorsanız olabildiğince aktif olmaya yani klişe ama işe yarar yöntemlerden asansör yerine merdiveni tercih etme veya bir durak öncesi inip yürüme ile harekete geçebilirsiniz. Egzersizin devamlılığı açısından sevilen bir spor türüyle ilgilenebilir veya sadece düzenli ama keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Uyku!

Bilinenin aksine uyku sadece bedensel dinlenmek için gerekli değil, tüm yaşamsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi için gerekli ve önemlidir.

Yetersiz ve kalitesiz bir uykunun vücut stresinin artması ve yağlanma üzerinde etkili olduğunu biliyor muydunuz? Yatış saatinin geç olması, uyanık kalınan süreyi arttıracağından açlık/besin alımı hissini tetikleyecek ve gereksinimimizden daha fazla besin tüketimine sebep olacaktır. Özetle uyanık kalmak bizi buzdolabına bir adım daha yaklaştırabilir, dikkatli olmakta fayda görüyorum.

Son olarak PKOS' ta ekip çalışmasının önemi her zaman bilinmeli ve PKOS tanısı almış kişiler mutlaka ilgili uzmanlar tarafından düzenli olarak takip edilmelidir.

Sağlıklı günler dilerim...