İYİLEŞME SPİRALİ

İYİLEŞME SPİRALİ

Diyetini kusursuz yapıyorsun, egzersizini de asla ihmal etmiyorsun güzel güzel kilolarını da veriyorsun ama bi yerde kilo vermen  tak diye duruveriyor değil mi ? Hatta bazı zamanlar verdiğin kiloları az da olsa geri bile aldığın oluyordur…

Çünkü ideal kiloya ulaşmak, genel kanının aksine doğrusal bir süreç değildir. Gerçek değişim, spiral bir model izler. Kişiler hedefe doğru ilerlerken zaman zaman duraksamalar ve hatta gerilemeler yaşar ve ardından yeniden ivme kazanırlar! İşte buna biz İYİLEŞME SPİRALİ diyoruz. İyileşme Spirali, bireyin hem bedensel hem de davranışsal düzeyde yeni yaşam biçimlerine adaptasyon sürecini temsil eder.  Bu spiral yapı, nöroplastisite (beynin kendini yeniden yapılandırabilme yeteneği) ve metabolik adaptasyon kavramlarıyla doğrudan ilişkilidir. Özellikle, yıllarca belirli bir vücut ağırlığında kalmış bir bireyde, yeni bir kiloya inmek yalnızca fiziksel bir değişim değil; hormonal, nörolojik ve psikolojik sistemlerin de yeniden yapılanmasını gerektirir.                                                     

Bir örnekle konuyu tam anlatalım…
Örneğin 40 yaşında bir kadın 90 kilo ile diyete başlıyor. Ve bu kişi bundan önceki yaşantısında hiç 60 kilo ve altını görememiş bir kişi olsun…
İlk ay 8-10 kg arası, ikinci ay 4-5 kg arası, üçüncü ay 2-2.5 kg arası kilo veriyor, dördüncü ay hiç kilo gitmiyor, diyeti hiç bozmamasına rağmen beşinci ay bi bakıyor geri kilo bile almış, hop altıncı ayda her şeye yılmadan devam ettiğinde bi anda 3-4 kilo birden veriyor.
Bu iniş çıkışlar, diyet veya egzersiz programının doğru uygulanmadığını değil, vücudun yeni düzene uyum sağlamak için fizyolojik bir adaptasyon süreci yaşadığını gösterir. Bilimsel literatürde bu durum “adaptif termogenez” ve “set point theory” (bedenin belirli bir ağırlık dengesini koruma eğilimi) kavramlarıyla açıklanmaktadır.       

Ya da bir başka örnek; 25 yaşında bir erkek daha önce hiç kilolu olmamış, yeni başladığı iş sebebi ile beslenme şekli değişiyor, sporu bırakmak zorunda kalıyor ve 120 kilo ile diyet ve spora başlıyor. 
Hopppp hiç bir duraksama yaşamadan ideal kilosu olan 80 kiloya 6 ayda ulaşıveriyor.
Yine bir örnek daha verelim.
1 sene önce doğum yapmış, gebelik diyabeti geçmişi olan, emzirirken de insülin direnci olan, doğum sonrası da strese bağlı haşimato, hipotiroid hastalıklarına yakalanan, 60 kilo ile gebe kalmış, gebelikte tam 40 kg almış, daha önce hiç 65 ve üzeri kiloyu görmemiş 35 yaşında aktif bir anne 100 kilo ile diyete başlıyor, normalde az önce bahsettiğim 25 yaşındaki erkek danışanda beklediğimiz senaryoya rağmen, gebeliğe bağlı hastalıkların gelişmesinden ötürü kilolarını verirken bir kaç kiloda takılı kalıyor. 
100 den 80 kiloya çok rahat düşüyor ama sonrası tam bir hüsran 75 de 1 ay takılıyor, 70 kiloda 2 ay, 65 kiloda 3 ay takılıyor hatta arada kilo bile alıyor, derken çok uzun sürsede gebelik öncesi kilosu olan 60 kiloya bir şekilde düşüyor.

Son bir örnek daha verelim. 18 yaşında 135 kilo olan bir genç kız o yaşına dek asla hiç zayıf olduğu bir anı hatırlamıyor, çocukluğundan beri kilo problemleriyle uğraşıyor, hiç bir zaman 60 veya 70 kg olamamış. Bu genç kız hem sıkı diyete hem de egzersize, hem de hastalıklarına özel insülin direnci için iğne, pkosa özel  ilaç alıyor, kan tahlillerindeki eksikliklere özel vitamin ve mineral takviyeleri de alıyor, bu genç kız biraz kilo veriyor 35 kilo kadar, bir süre sonra diyeti bırakıyor, sonra tekrar diyete başlıyor bu kez daha azimli 45 kilo veriyor ama yine diyeti bırakıp tüm kilosunu geri alıyor, yeniden ve yeniden derken evet anlamlı kilolar veriyor ama asla yolun sonuna ulaşamıyor. Çünkü hem bedensel, hem davranışsal hem de psikolojik olarak yeni bedenine asla adapte olamıyor.

İyileşme Spirali Modeli, bize şunu öğretir:
Gerilemeler başarısızlık değildir;
aksine sürecin sağlıklı, gerçekçi ve sürdürülebilir ilerlediğinin bir göstergesidir.

Sonuç olarak:
Davranış değişikliği ve kilo yönetimi gibi kompleks süreçler, doğrusal değil spiral bir yapıda ilerler.
Düşmek, yeniden denemek ve her defasında daha bilinçli bir şekilde ilerlemek, kalıcı değişimin temel dinamikleridir. Bu nedenle, değişim yolculuğunda yaşanan küçük sapmalar değil, sürece devam etme kararlılığı belirleyici faktördür.