Dünya Hipertansiyon Günü olarak belirlenen 17 Mayıs’a sayılı günler kala sizler için hipertansiyon ve beslenme ilişkisine hızlıca değinmek istiyorum.
İlk olarak hipertansiyon nedir?
Kan basıncı, kanın damarlarda oluşturduğu itme kuvvetidir. Kalp, kanı damarlara pompalar ve tüm vücuda dağıtır. Hipertansiyon olarak adlandırılan yüksek kan basıncı ya da yüksek tansiyon damarlarımıza uygulanan basıncın olması gerekenden daha fazla olması durumuna verilen isimdir. Hipertansiyonun başlıca sebepleri uzmanlarca hala tartışılan bir konu olsa da hipertansiyonu direkt olarak etkileyen en önemli etkenin beslenme düzeni olduğu aşikardır.
Beslenme şeklimiz tansiyonunuzu nasıl etkiler?
Çeşitli yiyecekler tansiyonunun hem yükselmesine hem de düşmesine sebep olabilir. Aynı şekilde yaşadığımız kilo değişimleri de tansiyon üzerinde gözle görülür bir farklılık yaratır. Fazla kilo alınan durumlarda hipertansiyona sahip olmamız çok daha muhtemeldir. Tansiyonu kontrol altında tutmak istiyorsak öncelikle fazla yağlı, tuzlu ve kalorili yiyeceklerden kaçınmalıyız. Yemeklerimize fazla tuz yerine tat vermesi için sirke veya limon ekleyebiliriz. Aynı şekilde sıvı yağ, tereyağı, margarin ve salata soslarının kullanımını azaltmamız, tansiyonumuzu kontrol altında tutmamıza yardımcı olacaktır.
Beslenme düzenimizde nelere dikkat etmeliyiz?
Tereyağı, hazır salata sosları, yağlı et çeşitleri, tam yağlı süt ve süt ürünleri, kızarmış yiyecekler, tuzlu atıştırmalıklar, fast food ve şarküteri ete beslenmemizde olabildiğince az yer vermeliyiz.
Kalp ve dolaşım sağlığımız için günde 1500 miligram, yani yarım çay kaşığı tuzda bulunan kadarından daha fazla sodyum tüketmemeliyiz. Vücudumuza aldığımız sodyum miktarını azaltmak için öncelikle sofra tuzu kullanmayı kesmeliyiz. Market alışverişlerimizde ürünlerin besin değerlerine özellikle dikkat ederek daha az sodyum içeren alternatifleri tercih etmeliyiz.
Sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş etler; bulyon, hazır çorba, şarküteri etler, ketçap ve soya sosu gibi lezzetlendiriciler, hazır tuzlu atıştırmalıklar ve turşular fazla sodyum içerdiğinden bu yiyeceklere beslenmemizde yer verirken olabildiğince dikkatli olmalıyız.
Bunun dışında alkolden uzak durarak, olabildiğince çeşitli yiyerek ve besin posası yani diyet lifi yüksek yiyeceklere beslenme rutinimizde yer vermeliyiz.
Diyetimizde ve hayat tarzımızda yaptığımız bu ufak değişimlerin hipertansiyon tedavisinde oldukça önemli olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Sağlıklı günler dilerim...