Değerli okuyucularım, her anlamda YIKICI bir deprem atlattık. Atlattık da denemez açıkçası, etkileri bir ömür üzerimizde kalacağı kesin! Dikkat ettiyseniz günün yarımını bile aç geçiremeyeceğimizi düşündüğümüz zamanlarda göçük altından 300. saate yaklaşırken bile canlı insan çıkarıldı…
Yani insan organizması gündelik hayatta deneyimleyemediği açlık ve susuzluğa dayanma mekanizmasına sahip! Bir çok canımızı kaybettik, depreme hazırlıksızdık! Acaba deprem çantalarımız hazır ve yanımızda olsaydı sonuçları başka olabilir miydi diyerek bir farkındalık oluşturmak istiyorum sizlerde.
Bu yazımın amacı eminim ki herkesin artık bi deprem çantası var, peki bu çanta içinde BESLENMEYE dair neler olmalı bunları sizlerle paylaşmak…
Hem göçük altında kalma ihtimaline karşı, hem de deprem sonrası bina dışına çıktıktan sonra ihtiyaç duyabileceğiniz malzemelerin bulunduğu bir çanta, sorumlu olduğunuz kişi/kişiler (bebekler, yaşlılar, engelliler) ve varsa evcil hayvanlarınız için gerekli ihtiyaçlarını içermelidir. Çabuk bozulmayan, yüksek kalorili besinleri ekleyeceğimiz acil durum çantamızın içerisine gelin hep beraber bakalım.
1) Su
Susuz insan 3-4 belki 7 gün yaşayabilir. Ama sonrası çok kritik. Suyu tüketen kişi için açlık süresi 2 ayı bulabiliyor. Bu yüzden olmazsa olmaz ilk sırada su yer alıyor.
2) Kurumeyve
Taze meyvelere göre çok daha uzun süre dayanma ihtimali bulunan kurumeyveleri mümkünse ağzı kilitli, hatta vakumlu poşetlere hava almayacak şekilde yerleştirin. Bu noktada hurma, günkurusu, kuru üzüm ve kuru incir kulağa çok mantıklı geliyor.
3) Kuruyemiş
Tıpkı kurumeyveler gibi vakumlu poşetlerde çok uzun süre dayanma ihtimali olan ceviz, fındık, badem gibi kavrulmamış, tuzsuz kuruyemişler enerji ihtiyacı, tokluk hissi ve lif içeriği açısından çok kıymetli.
Not : Kurumeyve ve kuruyemişler eğer hava alırlarsa içerisinde bir çok hastalığa neden olan aflatoksin denilen kansorejen toksik maddeler üretebilir!
4) Protein bar
Açlık durumunda vücutta ilk önce karbonhidratlar kullanılmakta, daha sonra enerji kaynağı olarak yağlar ve en son kas proteinleri devreye girmektedir.
Not: İnsan 100-150 g glikoz alırsa beyin için gerekli enerjiyi dışarıdan sağladığından kas proteinleri korunmaktadır. Açlıktan yaşamını kaybedenlerdeki sıklıkla karşılaşılan ölüm nedeni pnömonidir. Pnömoninin gelişiminde kas güçsüzlüğü nedeniyle akciğer ekspansiyonunun yetersiz olmasının, solunum yollarınının yeterli temizlenememesinin rolü vardır. Karbonhidratın 100-150 g günlük alınan miktarının klinik karşılığı kas yıkımındaki azalmadır. Böylece hastalar terminal olarak iyice zayıflayana kadar vücudun geri kalanı için yağlardan sağlanan enerji desteğine sahip olmakta, pnömoni vb. komplikasyonlar daha geç gelişebilmektedir. Bu yüzden su kurumeyve ve sonrası kuruyemişler en elzem ihtiyacı oluşturmakta, bu aşamalar sonrasında kas proteinlerini korumak için saklama koşulu rahat olan içerisinde 15-20 g protein içeren protein barlar kulağa çok mantıklı geliyor.
5) Konserveler
Kapladığı küçük hacmi, açılmadan uzun süre saklanabilir oluşu ile konserve ton balık (Omega 3) veya konserve hindiler (B12) protein ihtiyacı için çok çok kıymetli.
6) Laktozsuz 200 ml UHT süt
7) Bağışıklık sistemi için tek kullanımlık karışımlar
Vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan bağışıklık sistemi, beslenmemizden doğrudan etkilenir. Bağışıklık sistemimiz normal fonksiyonunu gerçekleştiremediği zaman sağlığımız bozulur. Güçlü bir bağışıklık sistemi bu süreçte de bedenimizin zırhı gibidir.
8) Kolajen gibi plastik şişelerde bulunan içecekler
Son olarak, acil durum çantanızı düzenli olarak kontrol ederek bozulabilecek besinleri değiştirmelisiniz. Özel bir beslenme programı uygulamak zorundaysanız bu bağlamda ihtiyacınız olan besinleri çantanıza eklemeyi unutmayınız. Bu çantaya hiç ihtiyacınızın olmayacağı ancak yine de önleminizi hep aldığınız uzun sağlıklı bir ömür dileğimle.
Sağlıklı günler dilerim.