Talasemi dünyada ve ülkemizde en sık görülen, önlenebilir kalıtsal bir kan hastalığıdır. Her yıl yaklaşık olarak 400 bine yakın Akdeniz anemisi hastasının doğduğu ve tedavi gördüğü tahmin edilmektedir. Akdeniz anemisi olarak adlandırılmış olmasının sebebi ise Akdeniz çevresindeki ülkelerde sıklıkla görülmesidir. Özellikle hastalık geçmişi olan ailelerde tarama testlerinin mutlaka yapılması gerekmektedir.
Sağlıklı bireylerde, nefesle alınan oksijeni dokulara taşımak için, alyuvarlar içinde bulunan “hemoglobin” adında bir protein bulunmaktadır. Talasemi hastalarında hemoglobin yapımı yoktur veya yetersizdir. Akdeniz anemisinin dört farklı klinik seyri bulunmaktadır. Bunlar talasemi minima (taşıyıcı), talasemi minör (taşıyıcı), talasemi intermedia (orta ağır hasta) ve talasemi majör (ağır hasta) olarak sınıflandırılmaktadır.
Akdeniz Anemisi (Talasemi) Hastalığının Belirtileri:
•Yorgunluk,
•Yavaş büyüme,
•Karın şişmesi,
•Zayıflık,
•Soluk veya sarımsı cilt,
•Koyu idrar,
•Yüz ve kemik deformiteleri şeklinde sıralanabilir.
Hastaların Beslenmelerinde Dikkat Etmesi Gerekenler…
Talasemi intermedia (orta ağır hasta) ve talasemi majör (ağır hasta) olarak sınıflandırılan hastaların tedavileri sırasında sık sık kan nakli yapıldığından dolayı bu kişilerin demir içeriği yüksek gıdaları tüketmemesi önerilmektedir. Bu doğrulta bakacak olursak…
C Vitamini Alımı
C vitamini vücudun besinlerden aldığı demirin sindirim sistemi tarafından emilmesine ve daha sonra kullanmak üzere depolanmasına yardımcı olur. Bu nedenle C vitamininden zengin meyve ve sebzelerin yemek esnasında veya yemekten hemen sonra tüketiminden kaçınmak gerekmektedir. Zengin C vitamini kaynakları arasında koyu yapraklı yeşillikler, kavun, papaya, mango, karpuz, brüksel lahanası, karnabahar, lahana, kırmızı biber, ahududu, yaban mersini, kış kabağı ve ananas bulunmaktadır.
Tahıl-Baklagil Tüketimi
Fitat içeren gıdalardan tam tahıllar ve baklagiller demir emilimini olumsuz etkilemektedir. Kurubaklagillerin iyi pişmesiyle tanen içeriği azalacaktır. Tahıl ve baklagillerin bir gece önceden suda bekletilmesi sindirimi kolaylaştıracaktır. Bu uygulama sonrası diyette bolca tüketilebilir.
Süt Ürünleri Tüketimi
Kalsiyum içeren besinlerin çok tüketilmesi demir emilimini azaltan bir etmendir. Bu nedenle diyette süt, peynir ve yoğurt kontrollü bir şekilde yer almalıdır. Kalsiyumun kemik ve diş gelişimi dışında, kan pıhtılaşmasını sağlamak, eklemleri yapılandırmak, kas kasılmasını sağlamak, kalp atışlarını düzenlemek ve sinir sisteminin onarılmasına yardımcı olmak gibi oldukça önemli diğer görevleri de bulunmaktadır.
E Vitamini Alımı
Tedavi sırasında aşırı demir yüklenmesi hücresel strese neden olabilir. Antioksidan bir vitamin olan E vitamini, serbest radikalleri indirgeyerek vücutta zararlı etkilere yol açmalarını önler. Bu sayede oksidatif stresi azaltmaktadır. E vitamini bakımından zengin yiyecekler arasında şeftali ve kuşkonmaz gibi meyveler bulunmaktadır. Bu vitaminin diğer kaynakları ayrıca bitkisel yiyecekler, hayvansal yağ, ayçiçeği yağı, zeytin, mısır, yer fıstığı, taze fındık (fındık, badem ve ceviz gibi) bitkisel yağlar, lahana, soya fasulyesi ve buğday tohumu yağıdır.
Bu yazımda ülkemizde ve dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olan Akdeniz anemisi hakkında bilgilerimi sizlerle paylaştım. Toparlayacak olursam genel olarak beslenmede demirden fakir, yeterli kalsiyum ve vitamin içeren bir diyet uygulanmalıdır. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle...
Sağlıklı günler dilerim.