Daha güzel yarınlar için farkındayız, farklılıklarımızla hep bir aradayız… Birleşmiş Milletler tarafından 2 Nisan günü otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan etmiştir. Farklılıklar bu dünyaya çok şey katıyor! Bu haftaki yazımda otizm spektrum bozukluğuna değinmek istiyorum.
Hastalığın Etiyolojisi
İlk olarak otizm spektrum bozukluğu belirtileri yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Yaygınlığı her geçen gün artmaktadır. Yapılan çalışmalara göre 2000 yılında her 150 doğumda bir görülürken günümüzde 68 çocukta bir görülmektedir. Toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler ve sınırlı-yineleyici davranış örüntülerindeki yetersizlikle kendini gösteren yaygın gelişimsel bir bozukluktur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik faktörlerin ve çevresel faktörlerin de hastalığın rolünde etkisinin olabileceği düşünülmektedir. Erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir.
Hastalığın Tanısı Nasıl Konur?
Hastalığın tanısını çocuğun sosyal ve davranışsal gelişimi gözlenerek konur. Eğer çocuklar;
•6 aylık olduğunda hala gülümseme ya da mutlu bir ifadeyle tepki vermiyorsa,
•9. ayda sesleri ve farklı yüzleri ayırt edemiyorsa, öğretilen hareketleri taklit edemiyorsa,
•12. ayda mırıldanma ve konuşmaya çabalama gibi davranışlar göstermiyorsa,
•14. ayda elle işaret etme ya da erişmek istediği objeleri hala gösteremiyorsa,
•16. ayda basit bazı kelimeleri söylemeye başlamadıysa,
•18. ayda taklitçilik ve yalandan inanma gibi normal bebek davranışları sergilemeye başlamadıysa,
•24. ayda en az iki kelimelik cümleler kurmaya başlamadıysa otizmin varlığı mutlaka araştırılmalıdır.
Beslenme Tedavisi Yaklaşımları
Yapılan araştırmalar sonucu otizmli olan bireylerin tedavilerine yönelik özel bir diyet protokolünü açıklamamıştır. Ancak otizmli bireylerin bağırsaklarının aşırı geçirgen olması ve beslenmelerinde seçici olmaları otizm tedavisinde beslenme yaklaşımlarının yararlı olabileceği görüşünü ortaya çıkarmıştır. Uygulanan bu tedavi yaklaşımları arasında;
•Glutensiz-kazeinsiz diyet,
•Ketojenik diyet,
•Özel karbonhidrat diyeti,
•Feingold diyeti,
•Candida vücut ekoloji diyeti,
•Elimine alerji diyetleri yer almaktadır.
Ayrıca otizmli çocukların bağırsaklarının aşırı geçirgen olmasının ve beslenmede çok seçici olmalarının sonucu olarak, pek çok vitamin ve mineral eksikliği yaşadıkları da bildirilmektedir. Buna yönelik beslenme desteği konusunda çeşitli tedavi yaklaşımları uygulanırken eksikliği bulunan vitamin ve mineral, probiyotik, yağ asitleri gibi besin takviyeleri de desteklenmelidir.
Sağlıklı günler dilerim.