Her Derde Deva: Sarımsak

Bu yazımda Eski Çin, Mısır, Hindistan ve Yunanistan da dahil olmak üzere dünyanın her yerindeki ülkelerde iyileştirici etkileri nedeniyle sıklıkla kullanılan sarımsak hakkında bilgilerimi aktarmak istiyorum. Eski çağlardan günümüze kadar güçlü bir antibiyotik, yılan sokması için çare, kabızlık ve mide ağrısını iyileştirmenin bir yolu olarak görülen sarımsağı gelin yakından tanıyalım.

Bilimsel adı Allium Sativum olan sarımsağın sağlık açısından birçok olumlu etkisi vardır. 33 çeşit kükürtlü birleşik ve 17 çeşit aminoasit, potasyum, selenyum ve çinko minerallerini içermektedir. Kalori değeri 140 olan ortalama bir baş sarımsağın yaklaşık 100 gramında 63.8 gr su, 28.2 gr karbonhidrat, 5.3 gr protein, 0.2 g yağr, 1.1 gr selüloz vardır. Sarımsak 200’den fazla kimyasal bileşik içermekte olup bunların en önemlilerinden bazıları kükürt ihtiva eden bileşiklerden (alicin, alliin ve ajoene) oluşan uçucu yağlar ve enzimler (alinaz, peroksidaz ve mirasinaz), karbonhidratlar (sakaroz, glikoz), mineraller, aminoasitler, A, B1, B2, Niasin ve C vitaminidir. 

Peki Sarımasağa Özel Koku ve Lezzetini Veren Etmen Nedir?
Allisin, sarımsağa özel koku ve lezzeti veren taşıdığı kükürtlü uçucu yağdır. Allisinin varlığı keskin kokusu nedeniyle kolayca anlaşılmaktadır. Ülkemiz sarımsakları % 0.4 oranında alliin, allisin ve uçucu yağ taşımaktadır. Taze sarımsağın bir dişinde 4-5 mg allisin bulunmaktadır. Ancak keskin kokusu ve acılığı sebepleriyle toplumlarda yeterli miktardaki tüketilememektedir. Fakat sarımsağın sağlık üzerine birçok faydası olduğu unutulmamalıdır.

Sağlık Üzerine Etkilerine Değinmek İstiyorum…
-Sarımsağın kandaki fibrin ve plakçık oluşumunu azaltarak kalp krizi riskini önemli ölçüde düşürdüğü, hatta bu konuda aspirinden daha ileri olduğu ileri sürülmektedir. Bu pıhtılaşmayı önleyici etki sarımsağın ihtiva ettiği bir kükürt bileşiği olan ajoen’in etkili olduğu düşünülmekte, ancak bu madde yalnızca oda sıcaklığı ve üstünde aktif olduğundan çiğ ya da kurutularak dondurulmuş sarımsakta bulunmamaktadır. Kan akışını hızlandırarak daha fazla oksijen taşınmasını sağlar. Bu şekilde kalbin iş yükünü azaltarak kalp krizi riskini azaltır, yüksek tansiyonu düşürür.
- Sarımsak içerdiği sülfür bileşikleri ve bunların parçalanmasıyla meydana gelen bileşikler sayesinde kansere karşı koruyucu etki göstermektedir. Meme, prostat, yumurtalık, gırtlak, mide, kalın bağırsak, böbrek kanserlerine yakalanma riskini azalttığı, radyasyona ve strese karşı koruduğu, fiziksel gücü artırdığı ve anti-aging (yaşlanma karşıtı) etkileri olduğu görülmüştür.
-Selenyum mineralinden zengin oluşu hastalıklara yakalanma riskini azaltır.
- Sarımsağın alisin bileşiklerinin kan şekerini önemli ölçüde düşürme etkisine sahip olduğu bilinmektedir. En ilginç olanı, kan şekeri normalse sarımsak onu düşürmemekte, dolayısıyla gerek yüksek, gerekse düşük kan şekeri vakalarında sarımsağın olumlu etkisi olmaktadır.
-Laboratuar çalışmalarında sarımsağın gerek influenza B ve gerekse herpex simplex virüslerine karşı etkili olduğu gösterilmiştir. Virüsler çok dayanıklı olup, antibiyotiklere cevap vermediğinden ve diğer birçok uygulamaya da dirençli olduğundan, sarımsağın antibakteriyel özellikleri kadar, antiviral özellikleriyle de öne çıkmaktadır.

Şöyle bir toparlayacak olursam zengin besin içeriğine ve diğer sebzelerde bulunmayan karakteristik sülfür bileşenlerine sahip olan sarımsağın tüketimi bağışıklık siteminin güçlenmesine, enfeksiyonlara karşı savaşmaya, tansiyonun dengede kalmasını sağlar. Ancak fazla tüketimi aşırı gaz oluşumu ve karın ağrısını tetikleyebilmekte ayrıca, alerjik etkiye sebep olabilmektedir. Günlük 2 diş çiğ sarımsak tüketimi uygundur. 60 C derecenin üstünde pişirmek içindeki yaralı maddelerin kaybolmasına neden olmaktadır. En etkin faydalanabilmek adına sarımsak, yemekler pişmeye yakınken koyulmalıdır ve altı kısa sürede kapatılmalıdır. 

Sağlıklı günler dilerim.