Takvimlerimiz kanser haftasına (1-7 Nisan) yaklaşırken farkındalık kazanmak ve erken tanının öneminden bahsetmek istiyorum sizlere. Bütün kanser formları hayati tehlike arz etmekle birlikte insanların sıkça konuşmaktan çekindiği bir konu. Kanser farkındalığı sahibi olmak yalnızca kanserli bireyler ya da çevresinde olan insanlar için değil hepimiz için oldukça önemli aslında.
Günümüzde kanser teşhisi konulan hastaların %40’ı potansiyel olarak tedavi edilebilir kanser türleriyle yüzleşmekteler. Kanser teşhisi konduktan sonra ya da kanserle henüz tanışmamışken bireylerin ne yapması gerektiğini bilmeleri, hayatlarında küçük ve kararlı değişiklikler gerçekleştirmeleri önlenebilecek kanser türlerinden korunmalarına yardımcı olacaktır.
Kanserin ivmeyle artmaya devam ettiği bu günlerde, birçok çevresel faktörün kansere sebep olabilecek etkileri var. Ancak kansere yakalanmamızın sorumlusu tek bir neden değil tabi. Kansere sebep olan ya da kanser riskini artıran maddeler kanserojen olarak adlandırılmakta. Kanserojenler çevre kirliliğine sebep olan maddeler, tütün ve hatta işlenmiş et kadar basit ürünlerde bulunabilecek kadar geniş bir skalaya sahip.
Aşırı alkol tüketimi, yetersiz beslenme, fiziksel aktivite azlığı; aşırı yağlı ve lif açısından fakir diyetler; kolon, akciğer, prostat ve rahim kanseri gibi birçok kanser türüne yakalanma riskini artırmakta.
Peki biz beslenme uzmanları olarak ne yapabiliriz, neler söyleyebiliriz?
Var olan kanser tedavisinin uygun besinlerle desteklenmesinin yanı sıra günlük diyetiniz kansere yakalanma riskini düşürmek açısından da önemli rol oynar. Tükettiğiniz alkol miktarını azaltmak ve sağlıklı kilonuzu korumak atacağınız ilk adım olmalı. Mevsiminde sebze ve meyve tüketimi, her besinden yeteri kadar ve çeşitlilik olacak şekilde tüketmek, yüksek besin değeri olan kompleks karbonhidratlar, sağlıklı yağlar içeren bir beslenme şekli kanser riskini azaltmaya yardımcı olacaktır. Yüksek miktarda kırmızı et; işlenmiş ve lif bakımından zengin olmayan besinler, bol tuzlu yiyeceklere diyette bir sınır koyarak kansere yakalanma riskini düşürebilirsiniz.
Kanser tedavisinde tavsiye edilen genel bir beslenme düzeni bulunmakta. Öğünlerin küçük, sık, hafif ve kolay sindirilebilir olması başlıca edinilmesi gereken alışkanlıktır. Özellikle kemoterapi alan hastalar mide bulantısına sebep olacak acı, bol baharatlı, yağlı ve keskin kokulu yemekleri tüketmekten kaçınmalıdır. Yemek yedikten sonra bir saat boyunca oturur pozisyonda ya da vücudun üst kısmı dik kalacak şekilde uzanarak beklenmelidir.
Sağlığınızın farkında olmak, doğru bir diyetle hayat kalitenizi artırmak ve hayatınızda gerekli değişimleri gerçekleştirmek kanserle başa çıkmakta ve tedavisinde önemli rol oynar. Kanser farkındalığının kanseri önlemede atılması gereken ilk adım olduğunu mutlaka hatırlayalım. Kanseri yenmiş bireylerin tedavi sürecindeki yolculuklarını dinlemek; hastalık hakkında önceden bilgi sahibi olmamızı ve bu sayede vücutta oluşabilecek değişimlerin verdiği ufak ipuçlarını ve semptomları fark edebilmemizi sağlayacak. Bu sayede kanser farkındalığı, erken teşhis konma olasılığını artırarak kanserle mücadelemizi çok daha kuvvetli bir noktaya taşımakta yardımcı olacaktır.
Sağlıklı günler dilerim...