Değerli okuyucularım, biliyorum ki pek çoğunuz Ramazan ayını kilo alarak tamamlıyor. Hal böyle olunca ben de bu haftaki blog yazımda bu konuya yer vermek istedim. Ramazan ayı boyunca uzun süren açlıkla birlikte vücut yağ depolarını kullanmaya başlar fakat beslenme programı ve öğünlerin yer değiştirmesi sebebiyle akşam ve gece saatlerine sarkan yemeklerle birlikte metabolizma hızı bir miktar yavaşlar. Bir de sofralarda pideler, ağır yemekler, hamur işleri, güllaçlar ve şerbetli tatlılar da yer buluyorsa bu ayı kilo almadan kapatmak pek mümkün değil gibi… Haydi! Bu yıl Ramazan ayında birazdan bahsedeceğim 5 altın kurala sadık kalın ve bu ayı fit geçirin.
1) Yeterli ve Dengeli Beslenmek Şart!
Yeterli ve dengeli beslenmek her zaman sağlıklı olmanın ilk şartı! Vücut direncinin düşmemesi ve metabolizmanın yavaşlamadan çalışması için Ramazan ayında da bütün besin gruplarından yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesi elzem. Sadece iftar ve sahur olarak 2 ana öğün yapmak yerine alınması gereken enerji değeri kişiye özel olarak değerlendirilerek, iftardan sonra 1-1,5 saat ara ile 2 tane ara öğün eklemek metabolizma hızınızı açısından daha faydalı olacak.
2) Sahuru Es Geçmeyin!
Ramazanda sahura kalkmayan kişilerde kan şekeri düşüklüğü, sindirim zorlukları, ani tansiyon yükselmesi, vücudun susuz kalması gibi sağlık problemleri olabiliyor. Sahurda gün içinde sizi tok tutacak, enerjik olmanızı sağlayacak, dayanıklılığınızı artıracak şekilde protein açısından zengin olan yumurta, süt, yoğurt, peynir veya kefir gibi besinler tercih edilmeli; kan şekerinin düşmesini engellemek amacıyla çeşitli bir tabak hazırlanmalı.
3) Çorbadan Hemen Sonra Ufak Bir Mola!
Yemek yemeye başladıktan yaklaşık 20 dakika sonra beyne giden tokluk sinyalini takip ederek ilk 20 dakika boyunca suyumuzu içtikten sonra bir tane hurma yenebilir veya birkaç tane zeytin tüketebilir, hemen ardından mideyi yormayacak şekilde çorba tercih edilebilir; Çorbayı içtikten sonra da ufak bir mola vermek hem kan şekeriniz için hem de sindirim zorluklarının önüne geçmek için çok iyi gelebilir. Çorbalarda da un, krema tercih etmezsek iftarı çok daha hafif karşılamış oluruz.
4) Su Tüketimi
İnsan vücudunun %75’ini oluşturan su, yaşamın devam etmesi için ikinci elzem ihtiyaç. Susuz kalmak vücutta birçok fonksiyonun bozulmasına neden olmakla birlikte sağlığı hayati derecede tehlikeye atmakta. Yetersiz su tüketiminde metabolik denge bozularak tansiyon düşüklüğü, baş dönmesi, bayılma, baş ağrısı, mide bulantısı, halsizlik gibi şikayetler görülmesi çok olası. Dolayısıyla iftar ve imsak arasında, vücut ağırlığının her kg’ı için 30 ml sıvı tüketimi ihmal edilmemeli yani olabildiğince iftar ve sahur arasında çay ve kahve tüketimi sınırlandırılarak yerine sadece su tüketimi gelmesi çok daha kıymetli.
5) Fiziksel Aktivite
Eğer açlık ve susuzluk hissi çok fazla hissedilmiyorsa iftardan hemen öncesinde 30 veya 45 dakikalık hafif tempolu yürüyüşler yapılabilir veya iftardan ortalama 2-2.5 saat sonrasında orta şiddette egzersiz veya tempolu yürüyüş yapılabilir. İftar sonrası yapılan egzersiz fiziksel olarak daha güçlü ve aktif hissedilmesinin yanı sıra kilo kontrolü, sindirimi rahatlatması, uykuya geçişi kolaylaştırması açısından ve psikolojik olarak da daha huzurlu ve rahat hissedilmesini sağlar.
İşte bu 5 madde Ramazan ayını kilo almadan tamamlayabilmeniz adına altın değerinde. Sevdiklerinizle güzel günler geçireceğiniz bir ay olsun.
Hayırlı Ramazanlar dilerim...