Kolajen

Bugün siz değerli okuyucularımla zayıflama sürecinde en çok korktuğumuz ve hiç bir zaman başımıza gelmesini istemeyeceğimiz bir durum olan sarkmalara karşı bir çözüm niteliğindeki kolajenin gücünden bahsetmek istiyorum. 


O Zaman İlk Olarak Kolajen Nedir?
Vücudun yapıtaşı olan kolajen, vücudumuzdaki protein bileşiminin üçte birini oluşturan, cilt bütünlüğünü koruyan, organları bir arada tutan, cilde elastikiyet ve sıkılık veren protein çeşitidir. Kemiklerin, cildin, kasların, tendonların ve bağların ana yapıtaşlarından biridir. Kolajen ayrıca kan damarları, kornealar ve dişler de dahil olmak üzere vücudun diğer birçok bölümünde bulunur. Yapılan son çalışmalarda ortalama olarak 20’nin üstünde kolajen tipi tanımlanmıştır. Ancak en çok görülen çeşitleri tip 1, tip 2, tip 3 ve tip 4 kolajendir. 
Tip I, vücut kolajeninin %90'ını oluşturur ve yoğun şekilde paketlenmiş lifler halindedir. Deri, kemik, tendon, lifli kıkırdak, bağ dokusu ve dişlerin yapısında bulunur. Ana görevi dokuları bir arada tutmaktır.
Tip II, eklem ve kıkırdak yapısında bulunur. Eklem sağlığı için elzemdir.
Tip III; kasların, organların ve arterlerin yapısını destekler. Damarların esnekliğini artırır ve kasları güçlendirir.
Tip IV, filtrelemeye yardımcı olur ve cildin katmanlarında bulunur. Ciltte oluşabilecek deformasyonları engeller.
Hepsi vücutta farklı dokularda yoğunlaşmıştır.


Doğal Kolajen Kaynakları İçin Hangi Besinleri Tüketebilirsiniz?
Kolajen oluşumunu desteklemek için; yumurta beyazı, kemik suyu, koyu yeşil yapraklı sebzeler, sülfür içeriği yüksek lahana, turp, brokoli, soğan, karnabahar ve kolajen eminimini arttıran, antioksidan kaynağı, C vitamininden zengin kırmızı mor meyveleri beslenme rutininize ekleyip, tüketebilirsiniz.
Ben bu bahsettiğiniz kolajen zengini besinleri tüketiyorum, takviyeye ihtiyacım var mı diye soracak olursanız…
Yaşlanma, stres, sigara ve alkol tüketimi, güneş ışığı maruziyeti, uyku düzensizliği, diyette fazla şeker alımı ile vücutta kolajen kaybı hızla artmaya başlar bu durum ise eklem rahatsızlıklarına, selülitlere, ciltte sarkmalara ve matlaşmalara sebep olmaktadır.


Bu yüzden vücut kolajen sentezini artırmak için sağlıklı ve düzenli bir hayata geçebilir ve diyetinize ek olarak kolajen besin takviyeleri kullanabilirsiniz diyebilirim. Bu arada vücudun kolajeni yeniden oluşturmasına destek olan bu besin takviyeleri inek, at, domuz veya balık gibi hayvanların kemiklerinden ve dokularından yapılmaktadır.


Peki Ya Bu Kolajeni Ne Kadar Kullanmalıyız? Günlük Önerilen Güvenli Doz Nedir?
Yapılan klinik çalışmalara göre kolajen peptidlerin olumlu etkilerinden faydalanmak için 3 ay düzenli kullanım sonrası 1 ay ara vererek kullanmak gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilen günlük doz 10 gram olarak belirtilmiştir. Belirlenen bu miktarda kolajen takviyesi alımının eklem, kemik ve cilt sağlığı üzerinde yararlı etkileri olduğu, vücutta kolajen sentezinin de artığı deneysel olarak tespit edilmiştir.


Şöyle bir toparlayacak olursam kolajen, sarkmaları engelleyip sıkılaşmanın yanı sıra pürüzsüz bir cilt, daha az selülit oluşumu, gür ve parlak saçlar, sağlıklı uzayan tırnaklar, sağlıklı bir sindirim sistemi için desteği oldukça kıymetlidir.

Sağlıklı günler dilerim…