SAÇ DÖKÜLMESİ

SAÇ DÖKÜLMESİ

Her gün avuç dolusu saçın mı geliyor eline? Evin her yerinden saçlarını mı toplamaya başladın? Aynaya her baktığında biraz daha az saç görmek canını mı sıkıyor?
Öncelikle şunu bil: Bu sadece estetik bir sorun değil. Saç dökülmesi vücudun içeriden verdiği ilk sinyallerden biri olabilir. Ve bazen sebep sandığından çok daha derinde yatıyor olabilir.
İlk olarak, mevsim geçişlerine bakalım. Özellikle yaz sonu ve sonbaharda saçlar, tıpkı doğa gibi döngüye girer. Saç folikülleri “telojen” adı verilen dinlenme evresine geçer ve birkaç hafta boyunca normalden daha fazla dökülme yaşanabilir. Bu süreç genelde kendiliğinden geçer ama dökülme uzuyorsa ya da yoğunlaşıyorsa, artık başka faktörleri değerlendirmek gerekir.
Örneğin tiroid. Tiroid hormonları saçın yaşam döngüsünü doğrudan etkiler. Hormon seviyelerinde ufak bir dengesizlik bile saçın büyüme süresini kısaltıp dökülme süresini uzatabilir. Journal of Clinical and Diagnostic Research’te yayımlanan bir derleme, saç dökülmesinin tiroid dengesizliklerinde erken belirti olabileceğini gösteriyor.
Peki ya sindirim sistemi? Frontiers in Cellular Neuroscience’ta yayımlanan bir çalışmada bağırsak florasının, özellikle B vitaminleri sentezi yoluyla saç döngüsünü etkilediği belirtildi. Yani saç için yalnızca ne yediğin değil, neyi ne kadar emebildiğin de önemli. SIBO, düşük mide asidi, geçirgen bağırsak gibi sorunlar vücuda giren vitamin ve minerallerin saça ulaşmasını engelleyebilir.
Mikrobesin eksiklikleri de önemli. Dermatology and Therapy dergisinde yayımlanan bir incelemeye göre, selenyum eksikliği saç köklerinin zayıflamasına neden olurken, aşırı alımı toksik olabiliyor. Aynı çalışmada L-lizin’in demir emilimini artırarak saç dökülmesine karşı koruyucu olabileceği de belirtilmiş. Yani sadece demir takviyesi almak bazen işe yaramaz; vücut o demiri kullanamıyor olabilir. D vitamini, E vitamini, folat, B12 eksiklikleri de saç foliküllerinin düzgün çalışmasını engelleyebilir.
International Journal of Dermatology’de yayımlanan veriler, stresin saç üzerindeki etkisini teyit ediyor. Kronik stres, “telojen effluvium” adı verilen bir süreci tetikleyerek saçın erken dökülme evresine geçmesine neden olabiliyor. Bu bir travma sonrası olabilir, ama çoğu zaman farkında bile olmadan yaşadığın uykusuzluk, anksiyete, iş baskısı gibi faktörler de aynı sonucu doğuruyor.
Ve su… Basit gibi görünebilir ama yeterli su içmemek saç derisine oksijen ve besin taşıyan dolaşımı azaltır. Bu da saçların cansızlaşmasına ve dökülmesine yol açabilir. Saç için günlük en az 2–2.5 litre su alımı öneriliyor.
Kolajen desteği ise saçın yapı taşlarını destekliyor. Lasers in Surgery and Medicine dergisinde yer alan bulgulara göre, deniz kaynaklı tip 1 ve tip 3 kolajenlerin saç kalınlığı ve uzama hızını artırdığı gözlemlenmiş.
Peki ne yapabilirsin?
* Niasinamid (B3) içeren topikal serumlar, saç derisindeki mikrosirkülasyonu artırabilir.
* Günde 5 dakikalık saç derisi masajı, kan akışını hızlandırarak folikülleri uyarır (Eplasty, 2016).
* Saw palmetto gibi doğal DHT blokerleri, erkek tipi dökülmelerde işe yarayabilir.
* Soğuk suyla durulama, saç derisinde kılcal damarları uyararak dolaşımı artırır.
* FDA onaylı düşük seviye lazer terapisi cihazları, saç yoğunluğunu artırmada etkili bulunmuştur (Lasers in Surgery and Medicine, 2014).
Unutma, saç dökülmesi bir sonuçtur. Sebebi tek bir noktaya indirgemek mümkün değil. Mevsimsel etkiler, hormonal dengesizlikler, stres, vitamin-mineral eksiklikleri, sindirim sistemi sorunları ve çevresel faktörler hep birlikte çalışır.
Bu bir süreç. Ve bazen vücudunun verdiği tepkilerin etkisini görmek 3–6 ay sürebilir. Saçının hafızası var. Şimdi sabırla dinlemeye, anlamaya ve gereken desteği vermeye başlarsan… o da sana geri dönmeye başlayacaktır.